Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi’nin 5 Nisan Mahallesi’ndeki 691. Sokak içinde yer alan 7 katlı Orkid Apartmanıyla ilgili 6 Şubat depremlerinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nce yapılan incelemede orta hasarlı olduğuna dair rapor verildi.
Yasa gereği belirlenen süre zarfında binaya güçlendirme yapılmadığı taktirde ise yıkılacağına dair ihtarda bulunuldu.
Bu rapor üzerine bina sakinlerinin 3’te 2’si binayı tahliye ederek geçici olarak yakınlarının yanına yerleşti.
ORTA HASAR RAPORUNU İDARE MAHKEMESİ KALDIRDI
Hasar raporuyla ilgili askı süresi içinde binanın altındaki dükkân ve bodrumlarda işyeri faaliyeti yürüten mülk sahipleri bu karara itiraz etti.
İtiraz üzerine ikinci kez yapılan incelemede bina yine orta hasarlı olarak kayıtlara girdi.
Bunun üzerine binanın altındaki dükkân sahipleri, binanın az hasarlı olduğu gerekçesiyle işlemin iptali için Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi’ne dava açtı.
İdare Mahkemesi ise her ne kadar binanın orta hasarlı olduğu şeklinde rapor tutulmuş ise de, alınan bilirkişi raporu ve dosya içindeki belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde binanın mevzuat gereği yıkılmasını gerektirecek orta hasar derecesinde olmadığını, az hasarlı olduğu için işlemin iptaline karar verdi.
TOKİ HAKKINI DA KAYBETTİLER
Mahkeme, taşınmazın yıkılması yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna vardı.
Bu karar üzerine TOKİ’nin yaptığı deprem konutlarında konut almaya hak kazanan bina sakinleri bu hakkını da kaybetti ve az hasarlı olduğu bildirilen binada oturmalarında bir sakınca olmadığı ifade edildi.
Bina sakinleri ise Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce orta hasarlı raporu verilen, ancak daha sonra bina altındaki dükkân sahiplerinin itirazı üzerine alınan bilirkişi raporuyla az hasarlı denilen raporun gerçeği yansıtmadığını belirterek Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi’ne itirazda bulundular.
Bina sakinleri, bilirkişi incelemesinin gelişigüzel göz kararıyla yapıldığını, laboratuar ortamında inceleme yapılmadan bilimsel verilerden uzak olduğunu belirttiler.
Bina sakinleri, bilirkişi raporuna göre her katta 4 daire olduğunu belirtilmiş olsa da, her katta 6 daire bulunduğunu belirterek az hasara dönüşen raporun iptali için İdare Mahkemesinin kaldırılması için itirazda bulundu.
OLASI BİR DEPREMDE YIKILMA TEHLİKESİ VAR
Aileler adına adına üst mahkeye itirazda bulunan Avukat Abdurrahman Çelik, “Bilirkişi raporu bilimsel verilerden uzaktır.
Teknik olarak tüm kolon ve kişiler incelenmemiştir. Bina performans analizi yapılmadan düzenlenen bilirkişi raporlarının hükme esas alınması ileride olası bir deprem yaşanması halinde yaşam hakkının ihlalidir.
Deprem riskleri varlığını sürdürmektedir. Olası bir depremde binanın ayakta kalıp kalmayacağı belli değildir. Az hasarlı raporu verilmesi Anayasamızca güvence altına alınan yaşam hakkı, depreme dayanıklı güvenli konut ve mülkiyet hakkının ihlalidir.
İdare Mahkemesi kararı Yüksek yargı organlarının yerleşik içtihatlarına da aykırıdır.
Bina sakinlerinin bir kısmı halen evlerinde oturamadıkları için bazıları konutlarını terk edip kiracı olarak, bazıları da geçici olarak yakınlarının yanında yaşamlarını sürdürmektedir.
İdare Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep ederiz” dedi.
