İşgalci İsrail ordusunun Gazze’de hedef gözetmeksizin yaptığı katliamlar sürerken, Gazzelilerin yaşadıkları yerleri terk etmekle ölmek arasında bırakılması 1948’deki sürgün senaryosunu akıllara getiriyor. Siyonist hükümetin Gazze’den Mısır’a açılan Refah Sınır Kapısı’nın hala açıkken Filistinlileri Gazze’yi terk etmeye çağırması, 2 milyon Filistinlinin tarihi yurtlarından sökülüp atılarak büyük kısmı çölden oluşan Sina Yarımadası’na sürülmesi hazırlığı olarak nitelendirildi. Gazze’nin 30 kilometre güneyinde bulunan Refah şehrinde yaşayan Raed Keshta ile hem Kudüs’te hem de Gazze ve diğer yerleşimlerde yaşananları aktaran Musa Hicazi, işgalci gücün saldırılarını 1948’de bölge halkının bölgeden zorla çıkartılmasına (Nekbe-Büyük Felaket) benzeterek son durumu Yeni Şafak’la paylaştı.
Çok sayıda Filistinli de işgalci gücün niyetini anlamış durumda. Hicazi de Mısır ihtimaline dikkat çekerek, “Kudüs’ün çevresindeki bütün köylerde sabahtan geceye kadar çatışmalar oldu. Batı Şeria’da da aynı. Ama Gazze’de durum farklı. Gazze’de yaşayanlara ‘Mısır’a gitmek isteyenlere yol açık. Çünkü bütün Gazze’yi bombalayacağız’ dediler. 1948 yılında nasıl yaptılar? Filistin’in kuzeyindeki şehirleri yıkıp milleti kovdular. Aynı şekilde, Gazzelileri Mısır’a götürmek istiyorlar” ifadelerini kullandı.
Filistinlilerin iller arasına geçişine İsrail’in izin vermediğine dikkat çeken Kestha, “Gazze’de yaşayan insanların (Filistin’de) farklı şehirlere gitmesine izin verilmiyor. Oradaki insanlar en fazla 1 km öteye gidebiliyor” dedi. Hicazi de, İsrail’in ilk olarak şehirlerarası yolları kapattığını belirterek, “Bina yol, altyapı her şey İsrail’in hedefi. ABD’nin de gönderdiği destek bizim süreci daha da kötüleştirecek gibi gözüküyor. Bankalar, nüfus dairesi ve camiler şu anda İsrail’in ana hedefi. Bölgede ne su ne elektriğe ulaşabiliyoruz” dedi. Ayrıca sosyal medyaya yansıyan görüntülerde başta Er-Rimal Mahallesi olmak üzere bazı mahallelerin moloz yığını haline geldiği görüldü.
Keshta, Gazze’de de yıldırma politikası çerçevesinde işgalci gücün sivil binalar dahil her yeri vurduğuna dikkat çekti. Keshta, “İlk hedeflerinde çok katlı binalar yer alıyor. Bugüne kadar doğru düzgün bir askeri hedef vurmadılar. Hep sivilleri vuruyorlar. Bölgedeki insanlar evinden çıkmıyor. Uçaklar şehrin üzerinde eksik olmuyor. Gazze’de gece de bombardıman durmuyor. Şu anda saldırılar Refah’a kadar sıçramış durumda. Geçtiğimiz gün Refah’ta iki kişi şehit oldu” şeklinde konuştu.
İşgalci gücün Mısır’dan Gazze’ye gönderilecek yardımları da vuracağı yönünde Mısır’ı bilgilendirdiği bildirildi. Böylece kendi sınırları içinde Gazze’yi bir açık hava hapishanesine çeviren Siyonist hükümet, bölgenin tek nefes borusunu da tıkayarak 2,5 milyon insanı çaresiz bırakmayı planlıyor. Bu plan çerçevesinde işgalci gücün Refah Sınır Kapısı’nın yakınındaki bölgeleri hedef almasının ardından Mısır, sınır kapısını geçişe kapattı. Refah’ta Gazze’ye tedarik için bekleyen yakıt ve diğer ihtiyaç malzemelerini taşıyan kamyonlar ise bunun üzerine oradan ayrıldı.
Mısır basınında yer alan haberlere göre, ülkenin işgalci İsrail tarafından planlandığı iddia edilen Filistinlilerin Gazze’den sürülmesi planına karşı çıktığı belirtildi. Ahram Online’ın haberine göre Filistinlilerin, İsrail tarafından bombalar altında can vermek ya da topraklarını terk etmek arasında seçime zorlandığını bildiren Mısırlı diplomatik kaynaklar, “Bazı güçler tarihsel ve politik olarak yozlaşmış planlarını meşrulaştırmak için işgal planına yol yapıyor” ifadelerini kullandı. Böyle bir plana hem Filistinlilerin hem Mısır’ın karşı olduğu, Kahire hükümetinin bununla mücadele edeceği vurgulandı.
İsrail’in yıllardır ablukada tuttuğu Gazze’ye yönelik başlattığı topyekün imha canlı cansız, sivil asker ayrımı yapmadan sürüyor. Yaşanan durumu Yeni Şafak’a değerlendiren ve İsrail tarafından harap edilen Er-Rimal Mahallesi’nde oturan Gazze Sağlık Bakanlığı yetkilisi Enver Atuallah, “Hastanelerde durum önceki saldırılardan daha vahim” sözleriyle özetlerken, ilaç ve sarf malzemesi sıkıntısına dikkat çekti. Atuallah, sağlık hizmetinde önceliğin sadece acil ameliyatlar ile doğum yapacak kadınlara verildiğini aktarırken bölgede bazı ameliyatların narkozsuz gerçekleştirildiği bildirildi. Atuallah İsrail’in bölgeye dönük su ve elektriği bir koz olarak kullandığını, 2-3 gün içinde bu konuda adım atılmazsa insani dramın daha da büyüyeceğini vurguladı. İşgalci gücün enerji noktalarını vurması nedeniyle birçok noktanın elektrik ve enerji ihtiyacının arttığını söyleyen Atuallah, “Enerji sıkıntısı en fazla hastaneleri etkiler. Ve şu anda birçok noktanın enerji konusunda sıkıntıları var. Hastanedeki cihazların çalışması için bu sorunun çözülmesi lazım” diye konuştu.
İsrail’in hedef gözetmeksizin vurduğunu ve oluşan enkazlar nedeniyle ambulansların yardıma gidemediğini belirten Atuallah, “Burada büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. İsrail ordusunun hedef aldığı binalar çok ciddi enkazlar oluşturdu. Enkaz altındaki insanlara ulaşmak çok zor. Yıkılan binaların yolları kapatması nedeniyle ambulans ve itfaiye yardıma gidemiyor. İmkanlar çok kısıtlı” dedi. Normal şartlarda da kısıtlı imkanlarla hizmet veren hastanelerin İsrail’in son saldırıları ile birlikte daha da çalışamaz hale geldiğini kaydeden Atuallah, “İsrail ordusu saldırılarında özellikle sağlık kurumlarını da hedef aldı. Bir hastaneye bomba isabet etti ve büyük bir yıkım gerçekleşti. Doktorlar saldırıların başladığı günden bu yana evlerine gitmeden aralıksız çalışıyor. Doktor ve hemşire sayısı yetersiz. İlaç ve ekipman konusunda ciddi sıkıntılar var. Çok fazla yaralı ve acil durumu olan hasta olması nedeniyle hastanede yerde tedavi yapıyorlar. Ameliyat durumları ise çok daha sıkıntılı. Narkoz çok az olduğu için bazı ameliyatlarda onu bile kullanamıyorlar” diye konuştu.
İsrail, Gazze’de katliama dün de devam etti. Gün boyu sivillere bomba yağdıran işgal güçleri, sokakları moloz yığınına çevirdi. Akşam saatlerinde bombardıman yeniden başladı. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın, “Tüm kısıtlamaları kaldırdım. Bölgeyi (Gazze Şeridi sınırını) kontrol altına aldık şimdi tam taarruza geçiyoruz” ifadelerinin ardından yoğunlaşan bombardıman sabaha kadar sürdü. Saldırılar özellikle Gazze’nin kuzeyinde yoğunlaştı. İşgalci gücün saldırılarında Gazze’de 260’ı çocuk, 200’ü kadın 900 Filistinli hayatını kaybetti, 4 bin 500’den fazla kişi de yaralandı. Gazze’de bulunan Filistin Sağlık Bakanlığı temsilciliği Gazze’deki hastanelerin ihtiyaçlarının
sağlanması için “Acil insani koridor” açılması çağrısında bulundu. İsrail’de de ölü sayısı 1000’e yükseldi.
ABD Başkanı Joe Biden Biden, dün Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Dışişleri Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı ile bir toplantı gerçekleşti. İsrail-Filistin geriliminin ele alındığı toplantının ardından basın karşısına çıkan Biden, İsrail’e destek verip Hamas’a destek veren ülkeleri tehdit etti. ABD’nin İsrail’in yanında olduğunu vurgulayan Biden, rehinelerin kurtarılmasına yönelik çabalarda destek için uzmanların görevlendirilmesi talimatını verdiğini açıkladı. İsrail ve Filistin arasındaki çatışmada çıkar sağlamayı düşünenleri uyardığını belirten Biden, “Hangi ülke, hangi kuruluş olursa olsun, bu durumdan yararlanmayı düşünen herkese tek bir sözüm var: Yapmayın. Kalbimiz kırık olabilir ama kararlılığımız belli” dedi. Demir Kubbe hava savunma sistemi mühimmatları da dahil olmak üzere İsrail’e yönelik ek askeri yardım yapılacağını açıklayan Biden, “İsrail’in şehirlerini ve vatandaşlarını savunmak için bu kritik varlıklardan mahrum kalmamasını sağlayacağız” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Avrupa Birliği (AB) yönetimi ile görüşerek “Filistinlilere yardımı durdurmayın” çağrısı yaptığı bildirildi. AB’nin Filistin’e yardımları hakkında dün çelişkili açıklamalar yapılmıştı. AB Komisyonu’nun genişleme ve komşuluktan sorumlu üyesi Oliver Varhelyi, toplam 691 milyon avroluk kalkınma yardımı projelerini gözden geçireceklerini, tüm ödemelerin hemen durdurulacağını açıklamıştı. AB Komisyonu’nun insani yardımlardan sorumlu üyesi Janez Lenarcic, insani yardımların süreceğini bildirmişti. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de vadesi gelen ödemelerin askıya alınmayacağını duyurmuş ve “Tüm Filistin halkını cezalandıracak biçimde ödemelerin askıya alınması, AB’nin bölgedeki çıkarlarına zarar verecek ve teröristleri daha da cesaretlendirecektir.” açıklamasını yapmıştı.
İşgalci güç İsrail’in aralıksız bombardımana devam ettiği Gazze’de evleri bombalarla yıkılan Gazzeliler için tek sığınak BM gözetimindeki okullar oldu. BM verilerine göre 187 bin Filistinli, Gazze’deki evlerini terk etti, çoğu kadın ve çocuk 137 bin kişi abluka altındaki bölgede bulunan 84 okula sığındı. filistinli Sama Abu Latifa ve çocukları da bir anaokuluna sığınarak güvenliklerini sağladı.
İşgalci güç İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılarda 7 gazetecinin yaşamını yitirdi. Gazze’deki hükümet basın ofisi, İsrail saldırılarında basın camiasının yaşadığı kayıplara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, İsrail saldırılarında 7 Ekim’den bu yana 7 basın mensubunun yaşamını yitirdiği, 10’unun yaralandığı, 2 gazetecinin de kayıp olduğu ifade edildi. Ölen gazetecilerin isimleri Said et-Tavil, Muhammed Subh, Hişam en-Nevacihe, İbrahim Lafi, Muhammed Cerğun, Muhammed es-Salihi, Esad Şemlah olarak sayılırken, Nidal el-Vahidi ile Heysem Abdulvahid’in kayıp olduğu kaydedildi. Açıklamada ayrıca İsrail’in sivil yerleşim yerlerine bombardımanlarında 40 medya kurumunun tamamen ya da kısmen hasar gördüğü aktarıldı. Dün de Katar merkezli El Cezire Kanalı bürosunun yakınlarına bomba düştü.